Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.

Celil Serce
4563 Görüntüleme
27 Nisan 2025 23:21
Son Güncelleme: 27 Nisan 2025 23:21
Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.

Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.

Bir hikmettir bu söz. Asırlardır yankılanır, duyanı kendine getirir.
Zira hakikatin karşısında sahte kimlikler tutunamaz. Maskeler düşer.
Hakikatin terazisi şaşmaz.
Zira, kalabalıkta işlenen kabahatin tenhada özrü olmaz.
Samimi değilsen, özrün de, savunman da, pişmanlığın da sahte kalır.

Bugün bazıları, hizmeti bir oyun sahnesine çevirdi. Bugün vitrine oynayanlar, aslında kendi heveslerinin esiridir. Hizmeti bir oyun sananlar, zannediyorlar ki kuralları da kendileri belirleyecek.
Oysa bilmezler ki, kurdukları çark, menfaat değil, kendi nefislerini öğüten bir değirmendir.
İş, temsil ettiği değere hizmet etmekten çıkmış, kişisel menfaatleri tahkim etme yarışına dönmüştür.
Gösteriş için koşanlar, protokollerde resim kapmak için yarışanlar...
Adına hizmet dedikleri şey, şahsi ihtiraslarının kamuflajı olmuştur.
Güce tapanlar, güç nereye eserse oraya sürüklenenler, kendi hastalıklı komplekslerinin esiridir.
Rotasız bir gemi gibi rüzgârla savrulurlar.
Kaptan ehil değilse, gemi de batmaya mecburdur.

Yaşamadığın değerlerin sözcüsü olamazsın.
Yaşamadığın bir hayatı anlatmaya kalkarsan, sözlerin kuru, bakışların ruhsuz kalır.
Bir fidan dikmeyen, bir iz bırakmayan ama isim tabelalarında yer kapmak için yarışanlar...
Başarı gördüklerinde yanından alkış çalan, başarısızlıkta “zaten ben demiştim” diyenler...
Protokol sıralarında yer bulmak için birbirini ezenler...
Hepsi aynı kapıya çıkar: Menfaatin ve samimiyetsizliğin kör kuyusuna.

Kendi nefislerinin esiri olanlar, sadece kendilerine zarar vermez; temsil ettikleri güzide kurumların da itibarını zedelerler.
Toplumu da, nesilleri de, boş vitrinlerin, sahte şovların kurbanı ederler.

Bilmiyorlar ki, şartlara göre şekil değiştirenler, güce göre saf tutanlar, sonunda itibarlarını da kaybederler.
Kendi menfaatinin rüzgârına kapılanın pusulası yoktur.
Ve pusulası olmayanın, varacağı bir liman da yoktur.

Gerçek samimiyet, değerlerini hayatın her anında taşımaktır.
Kapalı kapılar ardında başka, toplum önünde başka bir ruh haline bürünüyorsan; hakikatin nezdinde çoktan kaybettin demektir.
İnsan, sahip olmadığı değerleri varmış gibi göstermeye çalıştıkça, sadece kendini gülünç duruma düşürür.

Ne yazık ki, parazit gibi yapışıp toplumu hasta edenler, kendileriyle birlikte temsil ettikleri değerleri de zehirlerler.
Makamı kaybetme korkusuyla haddini aşanlar, aslında kaybetmeye en yakın olanlardır.
Oysa kişiliğin ve erdemin varsa, ne makam kaybetmekten korkarsın, ne de itibardan.

Eğer yaşamadığınız değerleri konuşmaya kalkarsanız, sözlerinizin gönülden degil de, yapay zekâdan geldiği, insanın yüzüne yüzüne çarpar.
Gerçek değer, yaşanır.
Gösteril(e)mez.

Saygilarimla 

Celil SERCE

Yorum Yazın

VorarlbergTV